24 Aralık 2015 Perşembe

Türk Destanları

İslamiyet öncesindeki Türk destanları;

Uygur Destanları
Göç Destanı: Uygur Türkleri’nin ulusal birliğini koruyan tılsımının bozulması üzerine, yurtlarından ayrılıp güney batıya yaptıkları göçü konu alır.
Türeyiş Destanı: Bozkurt destanıyla benzerlikler gösteren bu destan da, Göktürkler’in bozkurt soyundan türemelerini konu alır.

Şu Destanı: Millattan önce 6. Yüzyılda yaşamış bir Türk hükümdarı olan Şu’yu konu alan destan, Büyük İskender’in Türkler ile olan mücadelelerini anlatır.Kaşgarlı Mahmud tarafından yazıya geçirilmiştir.

türk destanları ile ilgili görsel sonucu Oğuz Kağan Destanı: Bilinen yazılı tek nüshası Paris Ulusal Kitaplığında olan destan, Uygur harfleri ile yazılmıştır. Destansı bir kahraman olan Oğuz Kağan’ın hayatını anlatmaktadır. Kurgusal olduğu düşünülen bu destandaki kahraman, gerçekte bir Türk-Hun hükümdarı olan Mete ile benzerlikler göstermektedir.

Bozkurt Destanı: Göktürkler’in ağır bir yenilgiden sonra kırılmalarının ve yenilgiden sağ kurtulan tek bir gençle bir dişi kurttan yeniden türediklerinin anlatıldığı destandır.

Ergenekon Destanı: destan, Türkler’in yıllarca çoğalarak yaşadığı, kutsal bir yer olan Ergenekon’u konu almaktadır.Ergenekon Destanı, diğer destanlardan farklı olarak kolektif bir bir kahraman eksenine oturtulmuştur, Kayıhanlı kabile Kayan’ı ve Dokuz Oğuzlar’a mensup Tukuz’ları anlatmaktadır. 

Yaratılış Destanı: Türklerin Altay-Yakut kolundan çıkan bir destandır.Türk destanlarının en eskisidir. Evrenin yaratılışı, iyiliğin ve kötülüğün kaynaklarını, evrendeki düzeni konu edinir. Türkler tarafından kabul edilmiş dinlere, özellikle şamanizme rastlanır. 

Alp Er Tunga Destanı: Millattan önceki Türk-İran savaşlarını anlatan destan, ünlü bir Saka hükümdarı olan Alp Er Tunga’yı konu alır. Hükümdarın İran Hükümdarı Keyhüsrev’e yenilmesi anlatılır.

Edige Destanı: Destanda, 15. Yüzyılda Hazar Denizi kıyısında bulunan Altınordu Hanlığı’nın Timurlular tarafından yıkılışı anlatılmaktadır.

İslamiyet’in yayılışı ve sonrasındaki Türk destanları;

türk destanları ile ilgili görsel sonucu Saltuk Buğra Destanı: Karahanlı hükümdar Saltuk Buğra Han’ın, Müslümanlığın ilk yayılmaya başladığı dönemlerde çeşitli illerdeki insanları Müslümanlığa çağırışını konu alır.

Manas Destanı: Türk destanları arasında en uzunu olan Manas, Mani dinine mensup Karahitaylar ile Müslüman olan Karahanlılar arasında yaşanan mücadelelerin anlatıldığı destandır. Destanda en önemli konu kahramanlıktır.

Battal Gazi Destanı: 8. Yüzyılda yaşamış olan bir lider olan Battal Gazi ve Bizans İmparatoru Leon arasındaki mücadelelerin anlatıldığı destandır.

Danişmendname Destanı: 11. Yüzyılda yaşamış Türk Devlet adamı Melik Danışmend Gazi’nin hayatını, mücadelelerini, fetihlerini anlatan destandır. Destanda anlatılanlar gerçek tarih ile uyumludur. 

Dede Korkut Destanı: Oğuz Türkleri’ne dair bilinen en eski destandır. Keramet sahibi olduğuna inanılan, gelecekten haberler verdiği söylenen Dede Korkut’un anlattığı hikayelerden oluşan destan, 100 temel eser arasında da yer almaktadır.

Genç Osman Destanı: 17. Yüzyılda Kayıkçı Kul Mustafa tarafından yazılan destan, yeniçeri olan Osman’ın kahramanlıklarını anlatmaktadır.

Köroğlu Destanı: Kurgusal bir karakter olan ve Türk dünyasının ortak motiflerinden biri olan Köroğlu’nun, bolu Beyi ile olan mücadelelerini konu alır.

Kuva-yi Milliye Destanı: Nazim Hikmet’in Kurtuluş Savaşı’nı anlattığı, 1939’da yazmaya başladığı, 1941’de tamamladığı destandır. Bir çok kez tiyatro eseri olarak da sahnelenmiştir.
türk destanları ile ilgili görsel sonucu
Çanakkale Destanı: Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın Çanakkale Zaferi’ni kaleme aldığı, zaferin 50. Yıl dönümde ilk kez basılan şiirler şeklindeki destandır. 



                                                            KAYNAKÇA: makaleler.com

Destan Nedir?

Efsanelerle değişikliğe uğramış tarihi bir olayın izlerini taşıyan destan, bir milletin hayal gücünü en çok doyurabilecek en eski edebiyat biçimidir. Hangi edebiyat söz konusu olursa olsun kendiliğinden doğmuş ilkel halk destanlarının var olabileceğine bugün artık inanılmaz.
Destan, milletlerin hayatında büyük yankılar uyandırmış (savaş,göç, istila gibi) tarihi olayların (yangın, salgın hastalık, sel, deprem gibi) toplumsal ve doğal olayların çağdan çağa aktarılmış, aktarılırken de hayal unsurlarıyla oluşmuş, süslenmiş, değiştirilmiş çok uzun manzum eserlerdir. Bilinen en eski edebiyat türlerinden biridir. Mitoloji, efsane, folklor ve tarihi öğeler içerir.  Destanlar ve destansı öyküler ilkçağlardan beri dünyanın her yerinde gelenekleri sonraki kuşaklara aktarmak için kollektif olarak yaratılmış edebi biçimlerdir.

Destanların Ortak Özellikleri

Hepsinde yarı tanrısal nitelikler taşıyan bir ya da birçok kahramandan söz edilir. Destan bu kahramanın eylemleri üzerine kurulmuştur. Olaylar çok geniş bir kozmik coğrafya üzerinde geçer. Bir destanın dünyası ortaya çıktığı zaman içinde düşünebilecek her şeyi barındıran bütünsel, çok yönlü bir dünyadır. Hemen bütün destanlarda uzun yolculuklar anlatılır. Çoğu destanda olaylara doğaüstü yaratıklar da katılır. Kişiler, olaylar, doğal varlıklar hep gerçek yaşamdaki boyutlarından daha büyük, daha zengindir. Özellikle sözlü destanlarda uzun anlatı, betimleme (tanımlama) ve konuşma bölümleri bulunur. Öykü içinde öyküye yer verilir. Törensel söyleyişler ve kamusal duyarlılık hakimdir. Gerçek yaşamın yansımaları da destanların içinde bazen realistik çoğu zaman da stilize edilmiş halde bulunur. Destan sahiplerinin yaşadıkları doğal çevreye ilişkin bilgiler edinmek mümkündür. 
destan ne demektir ile ilgili görsel sonucu


                                                     KAYNAKÇA: makaleler.com


















Divan Edebiyatı Şiirleri

«Canıma bir merhaba sundu ezelden çeşm-i yâr
Öyle mest oldum ki gayrın merhabasın bilmedim.»


Ahmed Paşa






«Kimsesiz bir kimse yok herkesin var kimsesi
Kimsesiz kaldım medet ey kimsesizler kimsesi»
Fatih Sultan Mehmed



«Künc-i mihnetde rakîbâ beni tenhâ sanma
Kâr ger sende yatursa elemi bende yatur.»


Bağdatlı Rûhî



«Cihânın nimetinden kendi âb u dânemiz yeğdir.
Elin kaşânesinden kûşe-i virânemiz yeğdir.»

Bâkî
fuzuli ile ilgili görsel sonucu

«Geh-i vuslâtta âşık, geh mehcûr.
Bu dünyâdır geh-i mâtem, geh-i sûr.»

Bâkî